Hayır!
-İngilizce’yi ya da başka bir dili öğrenmenin yetenekle ilgisi yok.
Gerçekte, dünyadaki bütün dilleri öğrenebilme ve konuşabilme kapasitesine sahibiz
Dilbilim, bize her bir insanın doğuştan bütün dilleri öğrenmeye ve konuşmaya yetenekli olduğunu söyler.
Biz Türkçe konuşulan bir toplumda doğduğumuz ve büyüdüğümüz için, annemizin dili Türkçe olduğu için Türkçe bizim anadilimiz oldu.
Afrika’da, Kenyalı annenin doğurduğu bir bebeği doğar doğmaz Çinli bir anne-babanın yetiştirdiğini düşünelim. Bu Kenyalı çocuğun anadili Çince olurdu. Ülkesinde kalsaydı, annesinin dili olan Swahili dilini anadili olarak edinirdi.
Dolayısıyla, İngilizce’yi öğrenmekte zorlanmamızın nedeni kesinlikle yeteneksizliğimiz değil! Anadilinizi başarıyla kullanabiliyorsanız, bütün dilleri de konuşmaya yeteneklisiniz demektir.
-Yabancı dili öğrenmenin zekayla da bir ilgisi yok.
Dünyanın en zor dili hangisi, diye sorulsa muhtemelen Çince deriz. Yabancı dil olarak en zor görünen Çince’yi bir milyardan fazla insan öğrenebildiğine, okuyup-yazabildiğine ve konuşabildiğine göre ve bu insanların hepsi süper zekaya sahip olamayacağına göre dil öğrenmenin zekayla ilgili olmadığını anlayabiliriz.
Üstelik, zeka geriliği yaşayan insanlar bile anadillerini rahatça konuşabilmekte, hayatta kalacak derecede dil becerisini kullanabilmektedir.
ABD’de akıl hastanelerinde tutulan binlerce insan İngilizce’yi konuşabiliyorsa, bizim zeka ya da aklımızın onlardan geri olduğu için bu dili öğrenemediğimizi söyleyebilir miyiz?
İngilizce’yi rahatça öğrenemiyor oluşumuzun zekâyla da bir ilgisi bulunmuyor.